Anlaşmalı boşanma davası açılabilmesi için evliliğin bir yılını doldurmuş olup olmadığıdır. Bir başka ifade ile dava açıldığı tarihte evlenme tarihinin üzerinden 1 sene geçmiş olmalıdır. Bu sürenin konulmasının sebebi evlenen eşlerin hiç değilse belirli bir süre birlikte yaşayarak birbirlerini tanımalarını sağlamaktır. Bir yıllık süre kamu düzenine ilişkin olduğundan eşlerin karşılıklı rızası ile kısaltılabilmesi mümkün olmayacaktır. Anlaşmalı boşanmada aranan bu 1 yıllık süre dava açıldığında henüz dolmamış olabilir. Ancak yargılama sırasında bir yıllık süre dolmuş ise dava şartı gerçekleşmiştir. Bu durumda anlaşmalı boşanma kararı verilebilecektir.
Anlaşmalı boşanmanın ikinci önemli şartı, eşlerin birlikte dava açması veya bir eşin açtığı davayı diğer eşin kabul etmesidir. Buna göre eşler birlikte karar alarak ve ortak bir dilekçe ile mahkemeye müracaat ederek anlaşmalı boşanma davası açabilirlerken, bir başka ihtimal de eşlerden biri anlaşmalı boşanma veya başka bir boşanma sebebine dayanarak dava açar ve diğer eş bu davayı hâkim huzurunda kabul ederse bu da anlaşmalı boşanma olarak kabul edilir.
Bir diğer gerekli koşul ise anlaşmalı boşanma gerçekleştirilebilmesi için eşler sadece boşanma konusunda değil boşanmanın mali sonuçları ve varsa çocukların durumu konusunda da anlaşmış olmalıdırlar. Eşler bu konuları düzenlemek üzere aralarında yapmış oldukları anlaşmayı hâkimin incelemesine sunarlar. Bu anlaşma yazılı bir metin halinde düzenlenmiş olabileceği gibi hâkimin huzurunda sözlü olarak da açıklanabilir. Anlaşmanın sözlü açıklanması durumunda mahkemede bir tutanağa geçirilerek her iki eş tarafından imzalanması gerekecektir. Eşlerin hâkime yazılı ya da sözlü olarak sunduğu bu protokol içerisinde tarafların, çocuğun velayetini kimin alacağı, evlilik içerisinde edinilmiş malların nasıl paylaşılacağı, boşanmaya ilişkin tarafların tazminat ya da nafaka taleplerinin olup olmadığı gibi hususlarda uzlaşma içerisinde olduklarını beyan etmeleri gerekir. Eşlerin anlaşmayla boşanmasına karar verilebilmesi, onların sundukları protokolün hâkim tarafından uygun bulunması şartına bağlanmıştır. Hâkim tarafların ve varsa çocukların menfaatlerini göz önünde bulundurarak, kendisine sunulmuş protokolde gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Ancak bu değişiklikler taraflarca onaylanmadığı sürece boşanmaya karar verilemez çünkü bu durumda tarafların anlaşmasından söz edilemeyecektir. Kanunun kabul ettiği bu çözüm özellikle boşanma sonucunda çocukların uğrayacakları zararları asgari düzeye indirmeye yöneliktir.
Tarafların anlaşmalı boşanmasındaki son gereklilik de tarafların hâkim huzurunda dinlenmesidir. Taraflar ister avukat aracılığı ile isterlerse kendileri davayı yürütüyor olsunlar, her durumda boşanma davasına katılmak zorundadırlar. Burada güdülen amaç, hâkimin eşlerin iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesini sağlamaktır. Bu konuda hâkime takdir yetkisi verilmemiştir yani taraflar bizzat dinlenmeden anlaşmalı boşanmaya karar verilemez.
Anlaşmalı Boşanma Davaları, dava dilekçesi ekinde hazırlanacak olan boşanma protokolü ile yapılacağından ve bu husus önemli bilgi ve birikim gerektirdiğinden kesinlikle bir boşanma avukatından yardım almak gerekmektedir.
Opmerkingen