Çocuk evlilik dışında doğmasına ilişkin maddeler Türk Medeni Kanunu’nun 337. Maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu maddeye göre;
“Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir. Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velâyet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velâyeti babaya verir.”
Türk Medeni Kanunu’na göre bir çocuğun doğması annesi ile arasındaki soybağının kurulması için yeterlidir.
Velayet hakkının oluşabilmesi için kural olarak soybağının kurulmuş olması aranır. Çocuk anne rahmine düştüğünde veya doğduğunda anne babanın evli olması sonucu oluşan velayet ortak olacaktır. Çocuğun evlilik sonlandıktan sonraki 300 gün içerisinde doğması durumunda da çocuk evlilik devam ederken doğmuş gibi kabul edilecektir. Bu durumlarda çocuk babanın nüfusuna kaydedilir. Evliliğin devam ettiği süre boyunca velayet hakkı birlikte kullanılır.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu madde 337’de evlilik dışı doğan çocuğun velayetine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Düzenlemeye göre evlilik dışı doğan çocuğun velayeti kural olarak annenindir. Bunun sebebi anneyle çocuğun arasındaki soy bağının kurulmasının doğum ile olmasıdır.
Anne çocuğu doğurmakla birlikte evli olup olmadığına bakılmaksızın veya herhangi bir başka işleme gerek kalmadan çocuğun velayetine sahip olur. Annenin küçük, kısıtlı veya ölmüş olması durumları istisna kabul edilmiştir. Bu durumda çocuğun menfaati gözetilerek velayet hakim tarafından babaya verilir. Ancak babanın kim olduğu belli olmayabilir. Bu durumda da çocuğa vasi atanır.
Çocuk ile babanın soy bağının kurulması ve evlilik dışı doğan çocuğun velayetinin babaya verilmesi daha farklı şekillerle olur. Çocuğun babası ile annesinin çocuk doğduktan sonra evlenmesi, babanın çocuğu tanıması, hakimin bu konuda karar vermesi ile birlikte çocuk ile baba arasında soy bağı kurulacaktır. Bu durumlardan farklı olarak evlat edinme ile de baba ile çocuk arasında soy bağı kurulması mümkündür.
Comments