Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 219. maddesinde “Kamu Barışına Karşı Suçlar” safhasında şu şekilde düzenlenmiştir:
Madde 217- (1) İmam, hatip, vaiz, rahip, haham gibi dini reislerden biri vazifesini ifa sırasında alenen hükümet idaresini ve Devlet kanunlarını ve hükümet icraatını takbih ve tezyif ederse bir aydan bir seneye kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır veya bunlardan birine hükmolunabilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada gösterilen kimselerden biri işbu sıfattan bilistifade hükümetin idaresini ve kanun ve nizam ve emirleri ve dairelerden birine ait olan vazife ve salahiyeti takbih ve tezyife veya halkı kanunlara yahut hükümet emirlerini icraya veya memuru memuriyetinin vazifesi icabına karşı itaatsizliğe tahrik ve teşvik edecek olursa üç aydan iki seneye kadar hapse ve adlî para cezası ve müebbeden veya muvakkaten bilfiil o vazifeyi icradan ve onun menfaat ve aidatını almaktan memnuiyetine hükmolunur.
(3) Kendi sıfatlarından istifade ederek kanuna göre kazanılmış olan haklara muhalif iş ve sözlerde bulunmaya, bir kimseyi icbar ve ikna eden din reis ve memurları hakkında dahi baladaki fıkrada yazılı ceza tertip olunur.
(4) Bunlardan biri dini sıfatından istifade ederek, birinci fıkrada yazılı fiillerden başka bir cürüm işlerse altıda bir miktarı çoğaltılmak şartıyla o cürüm için kanunda yazılı olan ceza ile mahkûm olur.
(5) Şu kadar ki kanun işbu sıfatı esasen nazarı itibara almış ise cezayı çoğaltmaya mahal yoktur.
GÖREV SIRASINDA DİN HİZMETLERİNİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNUN UNSURLARI NELERDİR?
Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma suçunun faili, “imam, hatip, vaiz, rahip, haham” olarak ifade edilmiştir. Bu nedenle suçun faili, maddede tek tek ismen belirtilen dini görevliler ve her ne kadar bu kanun maddesinde açık bir biçimde izah edilmemiş olsa dahi herhangi bir dini inanışın yöneticisi, lideri, tebliğcisi de suçun faili olabilir.
Söz konusu kanun maddesinde sayılan kişilerin ve her ne kadar açık bir biçimde sayılmamışsa da belirtmiş olduğumuz üzere bu suçun faili olabilecek kişilerin; görevlerini ifa ettikleri yani mensubu oldukları dinin ibadet ya da ritüellerini gerçekleştirdikleri sırada hükümetin uyguladıkları politikalara karşı olarak beyanlarda bulunmaları, kınamaları, yapılan işleri eleştirmeleri, değersiz göstermeye çalışarak tenkit etmeleri suçun oluşmasına sebebiyet vermektedir.
Söz konusu suç maddesi iki fıkra olarak düzenlenmiş olup, maddenin ilk fıkrasında suçun faili olabilecek kişilerin (dini görevliler ve her ne kadar bu kanun maddesinde açık bir biçimde izah edilmemiş olsa dahi herhangi bir dini inanışın yöneticisi, lideri, tebliğcisi) dini görevlerini veya ritüellerini icra ettikleri sırada hükümete karşı tenkitte bulunmaları;
Suç maddesinin ikinci fıkrasında ise suçun faili olabilecek kişilerin (dini görevliler ve her ne kadar bu kanun maddesinde açık bir biçimde izah edilmemiş olsa dahi herhangi bir dini inanışın yöneticisi, lideri, tebliğcisi) dini görevlerini veya dini ritüellerini icra etmedikleri bir anda ancak dini kimliklerini kullanmak suretiyle insanlar üzerinde etki yaratarak hükümeti kınamarı, eleştirmeleri halinde suç meydana gelmektedir.
ADLİ PARA CEZASI, ERTELEME VE HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI ŞARTLARI NELERDİR?
Adli Para Cezası; işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 1 yıl veya altında olduğunda adli para cezasına çevrilebilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması; sanığa verilen ceza, 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise, gerekli olan koşulların varlığı halinde verilecek hükmün açıklanmasının 5 yıl süreyle geriye bırakılmasına denir. HAGB, yargılaması yapılan fail hakkında kurulacak hükmün, belli şartlara bağlı olarak, daha sonraki bir zamana bırakılmasıdır. İlk defa suç işleyen kimse açısından, ceza hükmü kurulmasının fail açısından yarardan çok zarar getireceği düşüncesiyle kabul edilmiş bir kurumdur. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. Maddesinin 5. ve devamı fıkralarında düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için taraflardan birisinin talepte bulunmasına gerek yoktur. Ancak sanığın bu kurumun uygulanmasını kabul etmesi gerekir, mahkeme verilen sonuç cezanın 2 yıl ve daha az hapis ve/veya adli para cezası olduğunu belirlerse uygulanmalıdır.
Cezanın Ertelenmesi; mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğunda hakkında cezanın ertelenmesi kararı verilmesi mümkündür.
SUÇUN ŞİKAYET SÜRESİ VE ZAMANAŞIMI SÜRESİ NEDİR?
Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma suçu; Türk Ceza Kanunu tarafından şikayete bağlı suçlar olarak belirtilmiş olan suçlar arasında yer almamaktadır.
Bu sebeple; Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma suçunun işlendiğine dair her türlü ihbar veyahut bilginin cumhuriyet savcısına ulaşması sonucunda, ilgili suç savcılık tarafından re’sen soruşturularak soruşturma dosyası tanzim edilebilir.
Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma suçunun, bu sebeple soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçlar gibi belirlenmiş bir şikayet süresi yoktur. Herhangi bir kişi tarafından ihbarda bulunulması ya da şikayette bulunulması halinde söz konusu ihbarda bulunan/şikayet eden kişi daha sonrasında şikayetten vazgeçse dahi dosya kapanmaz.
Dava Zamanaşımı; suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içerisinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur.
Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma suçu için yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suç, bu zamanaşımı süresi içerisinde her zaman soruşturulabilir, bu zamanaşımı süresi geçtikten sonra soruşturma yapılması mümkün değildir.
UZLAŞMA NEDİR?
Ceza hukukunda uzlaşma müessesi; ceza yargılaması sırasında belirli suçlar bakımından şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenlerin görevlendirilen bağımsız bir uzlaştırmacı aracılığıyla anlaştırılmaları sürecidir. Uzlaştırma, uzun süren birtakım yargısal faaliyetlere gerek kalmadan fail ve mağdurun anlaşmalarına imkan sağlar. Bazı durumlarda failin bir cezaya mahkum edilmesi yerine, failin mağdurun zararını tazmin etmesi veya mağdurdan özür dilemesi gibi edimleri yerine getirmesi her iki taraf açısından avantajlı olabilmektedir. Böylece fail bir cezaya mahkum olmanın olumsuz etkilerinden kurtulmuş olacak; mağdurun suçla birlikte meydana gelen maddi ve manevi zararları da hızlı ve etkili biçimde giderilmiş olacaktır.
Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir. Bu sebeple bu suç kapsamında uzlaşma müessesi kullanılamayacaktır.
GÖREVLİ MAHKEME HANGİSİDİR?
Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma suçu dolayısıyla yürütülecek soruşturma safhası sonrasında, cumhuriyet savcısı tarafından iddianame düzenlenmesi halinde kovuşturma safhası yani dava açılarak yapılacak olan yargılama Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yerine getirilir.
Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma suçu; Türk Ceza Kanunu kapsamında müeyyidesi hapis cezası olarak belirlenmiş bir suç maddesi olması ve özgürlüğünüz kısıtlanması ihtimali olması nedeniyle, hakkınızda yürütülen soruşturma safhası sırasında ve kovuşturma(dava) safhası sırasında tarafınızca verilecek olan ifadelerin ve savunmaların bir avukat tarafından yürütülmesi telafisi mümkün olmayan zararların önüne geçecektir.
Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi, danışmanlık ve avukatlık hizmeti için Bekenbey Legal Avukatlık Bürosu’nun alanında uzman ceza avukatları ile iletişime geçmeniz özgürlüğünüz için gereklidir.
留言