İştirak nafakası olarak adlandırılan ve eşlerin, müşterek çocukları üzerindeki bakım ve yetiştirilmesine özen gösterme yükümlülüğünün en belirgin göstergesi olan bu nafaka, velayet hakkına bağlı bir yükümlülük değildir. Bununla beraber iştirak nafakası bir yükümlülük sonucu doğduğundan yoksulluk nafakasından farklı olarak eşlerin kusuru bakımından bir tespit yahut araştırma yapılması gerekmemektedir. İştirak nafakası en erken, kesinleşen boşanma kararından sonra hükmedilen bir nafakadır.
Boşanma sebepleri arasından herhangi biriyle sebebiyle açılan boşanma davasıyla beraber ya da boşanmadan sonra ayrı bir dava ile talep edilebilen iştirak nafakası boşanmadan sonra talep edilebilmesi için müşterek çocuğun henüz ergin olmaması gerekmektedir. Kural olarak iştirak nafakası, müşterek çocuk ergin olana kadar devam etmektedir ancak istisnai olarak çocuğun eğitim hayatı boyunca da devam edebilmektedir.
Boşanma davası ile birlikte talep edilmesi halinde, boşanma kesinleştiğinde iştirak nafakası da işlemeye başlamaktadır. İştirak nafakası boşanma davasından sonra ayrı bir dava ile talep edildiğinde ise iştirak nafakası, dava tarihinden itibaren işlemeye başlamaktadır. Dava devam ederken ise çocuk için tedbiren nafaka ödenmesine mahkemece hükmedilebilir.
İŞTİRAK NAFAKASINDA BOŞANMA AVUKATI DESTEĞİ
Boşanma ve İŞTİRAK Nafakası davaları; kişiler için önemli sonuçları içerisinde barındıran davalardan olduğundan, davalarda usule ve esasa yönelik hatalı veya ihmali işlemler telafisi güç sonuçlara neden olabilmektedir. Bunun yanında bu süreç içerisinde tarafların arasında sağlıklı iletişim kurmak da zordur. Buna bağlı olarak tecrübe sahibi bir UZMAN BİR BOŞANMA AVUKATI ile temsil olmak veya hukuki danışmanlığına başvurmak telafisi imkansız hak kayıplarının önüne geçecektir.
Comments