Teşhircilik, sözlük anlamı olarak göstermecilik, sergileyicilik anlamına gelmekle birlikte maddedeki anlam itibariyle ahlak duygularını incitecek şekilde belirsiz bir veya birkaç kişiye vücudun mahrem bölgelerini göstermektir.
Teşhirciliğin konusu, kişinin cinsel organlarından ibaret değildir. Vücut bölgelerinin, madde metniyle korunması amaçlanan hukuki değeri ihlal niteliğindeki teşhiri, bu suçun oluşumuna neden olacaktır.
Teşhircilik suçu, bir kimsenin cinsel organını veya vücudun diğer cinsel bölgelerini belirli bir kişiye yönelik olmaksızın teşhir edilmesi (gösterilmesi) ile oluşur.
Teşhircilik suçunun cezası; 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır.
ALENEN CİNSEL İLİŞKİDE BULUNMA SUÇU VE CEZASI NEDİR?
Karşılıklı rıza dahilinde olsa da iki kişinin “alenen” cinsel ilişkide bulunması, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ilgili hükümleri gereği suçtur. Bu suça, alenen cinsel ilişkide bulunma suçu denir. Alenen cinsel ilişkide bulunma suçu, kadın – erkek arasında olabileceği gibi erkek – erkek veya kadın – kadın gibi aynı cinsiyette iki kişi arasında da olabilir. Alenen cinsel ilişkide bulunma suçunun net olarak anlaşılması ve konu bütünlüğünün sağlanması adına “aleniyet” kavramının ceza hukuku kapsamında ne anlama geldiğini izah etmek yerinde olacaktır.
Ceza hukukunda aleniyet; icra edilen fiilin belirsiz sayıdaki kişilerce algılanabilecek, işitilebilecek ve görülebilecek bir ortamda ya da çok sayıda kişinin öğrenmesine imkan tanıyacak bir araçla işlenmesidir.
Ceza hukukunda aleniyet kavramının ne anlama geldiğini ifade etmiş bulunuyoruz. Bu anlamdan yola çıkarak “alenen cinsel ilişki” için bir tanım yapmak gerekirse; ahlak ve nezaket kurallarına aykırı davranarak cinsel arzuların tatmin edilmesi amacıyla hareket edilmesidir. Alenen cinsel ilişkiden söz edilebilmesi için cinsel ilişkinin mutlaka fiilen görülmüş olması veya seslerin duyulması şart değildir. Suçun oluşabilmesi için, çok sayıda kişinin cinsel ilişkide bulunulduğunu öğrenmesinin olanaklı olması yeterlidir.
Alenen cinsel ilişkinin yalnızca kamuya açık alanlarda söz konusu olacağı yönünde yaygın ve fakat yanlış bir kanı vardır. Bu suç, sadece kamuya açık alanlarda değil, kamuya açık olmayan alanlarda da işlenebilir. Bu noktada hemen belirtmek gerekir ki; hayvanlarla alenen cinsel ilişkide bulunulması da alenen cinsel ilişkinin oluşmasına sebep olur. Bu suçun oluşmasına neden olan ve Yargıtay uygulamaları ile suç teşkil ettiği kabul edilen hareketlerden bazıları şunlardır:
Fiil, gerekli tedbir alınmadığı için üçüncü kişiler tarafından görülebiliyorsa, kişilere ait özel mekanlarda işlense dahi alenen cinsel ilişkide bulunma suçu söz konusu olacaktır. Söz misali, kişiler kendi evinde cinsel ilişkiye giriyor; ancak, üçüncü kişilerin görebileceği şekilde perdeleri açık bırakıyorsa TCK m.225 suçu işlenmiş olacaktır.
Kamuya açık bir alanda cinsel ilişkide bulunmak.
Arabada cinsel ilişkide bulunmak.
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI VE ERTELEME
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması; sanığa verilen ceza, 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise, gerekli olan koşulların varlığı halinde verilecek hükmün açıklanmasının 5 yıl süreyle geriye bırakılmasına denir. HAGB, yargılaması yapılan fail hakkında kurulacak hükmün, belli şartlara bağlı olarak, daha sonraki bir zamana bırakılmasıdır. İlk defa suç işleyen kimse açısından, ceza hükmü kurulmasının fail açısından yarardan çok zarar getireceği düşüncesiyle kabul edilmiş bir kurumdur. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. Maddesinin 5. ve devamı fıkralarında düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için taraflardan birisinin talepte bulunmasına gerek yoktur. Ancak sanığın bu kurumun uygulanmasını kabul etmesi gerekir, mahkeme verilen sonuç cezanın 2 yıl ve daha az hapis ve/veya adli para cezası olduğunu belirlerse uygulanmalıdır.
Cezanın Ertelenmesi; mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Teşhircilik suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğunda hakkında cezanın ertelenmesi kararı verilmesi mümkündür.
UZLAŞMA NEDİR?
Ceza hukukunda uzlaşma müessesi; ceza yargılaması sırasında belirli suçlar bakımından şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenlerin görevlendirilen bağımsız bir uzlaştırmacı aracılığıyla anlaştırılmaları sürecidir. Uzlaştırma, uzun süren birtakım yargısal faaliyetlere gerek kalmadan fail ve mağdurun anlaşmalarına imkan sağlar. Bazı durumlarda failin bir cezaya mahkum edilmesi yerine, failin mağdurun zararını tazmin etmesi veya mağdurdan özür dilemesi gibi edimleri yerine getirmesi her iki taraf açısından avantajlı olabilmektedir. Böylece fail bir cezaya mahkum olmanın olumsuz etkilerinden kurtulmuş olacak; mağdurun suçla birlikte meydana gelen maddi ve manevi zararları da hızlı ve etkili biçimde giderilmiş olacaktır.
Hayasızca hareketler suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir. Bu sebeple bu suç kapsamında uzlaşma müessesi kullanılamayacaktır.
SUÇUN ŞİKAYET SÜRESİ VE ZAMANAŞIMI SÜRESİ NEDİR?
Teşhircilik suçu; Türk Ceza Kanunu tarafından şikayete bağlı suçlar olarak belirtilmiş olan suçlar arasında yer almamaktadır. Bu sebeple; Hayasızca hareketler suçunun işlendiğine dair her türlü ihbar veyahut bilginin cumhuriyet savcısına ulaşması sonucunda, ilgili suç savcılık tarafından re’sen soruşturularak soruşturma dosyası tanzim edilebilir.
Teşhircilik suçunun, bu sebeple soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçlar gibi belirlenmiş bir şikayet süresi yoktur. Herhangi bir kişi tarafından ihbarda bulunulması ya da şikayette bulunulması halinde söz konusu ihbarda bulunan/şikayet eden kişi daha sonrasında şikayetten vazgeçse dahi dosya kapanmaz.
Dava Zamanaşımı; suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içerisinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur.
Teşhircilik suçu için yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suç, bu zamanaşımı süresi içerisinde her zaman soruşturulabilir, bu zamanaşımı süresi geçtikten sonra soruşturma yapılması mümkün değildir.
GÖREVLİ MAHKEME HANGİSİDİR?
Teşhircilik suçu dolayısıyla yürütülecek soruşturma safhası sonrasında, cumhuriyet savcısı tarafından iddianame düzenlenmesi halinde kovuşturma safhası yani dava açılarak yapılacak olan yargılama Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yerine getirilir.
Teşhircilik suçu; Türk Ceza Kanunu kapsamında müeyyidesi hapis cezası olarak belirlenmiş bir suç maddesi olması ve özgürlüğünüz kısıtlanması ihtimali olması nedeniyle, hakkınızda yürütülen soruşturma safhası sırasında ve kovuşturma(dava) safhası sırasında tarafınızca verilecek olan ifadelerin ve savunmaların bir avukat tarafından yürütülmesi telafisi mümkün olmayan zararların önüne geçecektir.
Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi, danışmanlık ve avukatlık hizmeti için Bekenbey Legal Hukuk Bürosu’nun alanında uzman ceza avukatları ile iletişime geçmeniz özgürlüğünüz için gereklidir.
Kommentare