top of page

TIBBİ MÜDAHALELERDE AYDINLATILMIŞ ONAM UNSURU

Aydınlatılmış onam; tıbbi müdahale öncesinde hastanın sağlık durumu, mevcut hastalığın tanısı ve muhtemel seyri, hastalığa karşı kullanılacak olan tedavi yöntemi, oluşabilecek muhtemel komplikasyonlar ve diğer tedavi yöntemleri ile ilgili tıbbi müdahaleyi gerçekleştirecek olan hekim tarafından hastaya söz konusu hususların açıklanarak aydınlatılmış rızasının alınması işlemidir.


Aydınlatılmış onam, tıbbi işlemi yapacak olan hekim tarafından söz konusu hususların hastaya sözlü olarak açıklanmasının neticesinde yazılı hale de getirilerek imza altına alınması gerekmektedir. Zira burada işlemin yazılı olarak tutulması, müdahale sonrasında ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklarda hekim ve hastanenin yükümlülüklerini ifa ettiklerinin ispatı bakımından oldukça önem taşımaktadır. Aydınlatılmış onamda bulunması gereken hususlar aşağıdaki gibi sıralanabilir,


  • Hastalığın muhtemel sebepleri ve nasıl seyredeceği,

  • Tıbbi Müdahalenin kim tarafından, nerede, ne şekilde ve nasıl yapılacağı ile tahmini süresi,

  • Uygulanacak olan tedavi kapsamında oluşabilecek fayda ve riskler,

  • Diğer tanı ve tedavi seçenekleri ile hastanın üzerindeki muhtemel etkileri,

  • Muhtemel Komplikasyonlar,

  • Tedavi metodunu reddetme durumunda ortaya çıkabilecek muhtemel fayda ve riskler,

  • Tedavi neticesinde kullanılacak olan ilaçların kullanış biçimi, dozları ve muhtemel yan etkileri,

  • Muhtemel komplikasyonlar,

  • Hastanın sağlığı için yaşam tarzı önerileri, beslenme alışkanlıkları

Diğer yandan belirtmek gereklidir ki, uygulamada hastaneler tarafından sıklıkla yapıldığı üzere, aydınlatılmış onamın hastaya gerekli sözlü açıklamalar yapılmaksızın yalnızca yazılı evrakın imzalattırılması aydınlatılmış onam olarak kabul görmeyecektir. Nitekim burada önemli olan husus, hastanın yapılacak olan işlem ile ilgili sözlü olarak aydınlatılmasıdır. Sözlü olarak yapılacak olan aydınlatmada hekim, hastanın sosyal ve kültürel durumunu analiz etmeli ve buna uygun biçimde oldukça az tıbbi kelime kullanarak hastanın anlayacağı şekilde yalın ve sade kelimelerle aydınlatma görevini yerine getirmeli ve bunun akabinde hastanın aydınlatılmış rıza vermesi gerekmektedir. [1]


Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2013/30822 E, 2014/10772 K. Sayılı İlamında;


“…Biyotıp Sözleşmesinin 5. maddesinde “Rıza” konusu düzenlenmiş ve “Sağlık alanında herhangi bir müdahale, ilgili kişinin bu müdahaleye özgürce ve bilgilendirilmiş bir şekilde muvafakat etmesinden sonra yapılabilir. Bu kişiye, önceden, müdahalenin amacı ve niteliği ile sonuçları ve tehlikeleri hakkında uygun bilgiler verilecektir. İlgili kişi muvafakatını her zaman serbestçe geri alabilecektir.” düzenlemesiyle rızanın kapsamı belirlenmiş ve Dairemizin yerleşik uygulamalarına paralel düzenlemeler getirilmiştir. Salt ameliyata rıza göstermek yeterli değildir. Ayrıca, komplikasyonların da izah edilmesi gerekmektedir. Ancak bu rızanın da az yukarıda vurgulandığı üzere Aydınlatılmış Rıza olması gerekir. Nitekim Hekim Etiği Yönetmeliği'nin 26. maddesinde düzenleme yapılmış ve " Hekim hastasını, hastanın sağlık durumu ve konulan tanı, önerilen tedavi yönteminin türü, başarı şansı ve süresi, tedavi yönteminin hastanın sağlığı için taşıdığı riskler, verilen ilaçların kullanılışı ve olası yan etkileri, hastanın önerilen tedaviyi kabul etmemesi durumunda hastalığın yaratacağı sonuçlar, olası tedavi seçenekleri ve riskleri konularında aydınlatır. Yapılacak aydınlatma hastanın kültürel, toplumsal ve ruhsal durumuna özen gösteren bir uygunlukta olmalıdır. Bilgiler hasta tarafından anlaşılabilecek biçimde verilmelidir. Hastanın dışında bilgilendirilecek kişileri, hasta kendisi belirler. Sağlıkla ilgili her türlü girişim, kişinin özgür ve aydınlatılmış onamı ile yapılabilir. Alınan onam, baskı, tehdit, eksik aydınlatma ya da kandırma yoluyla alındıysa geçersizdir. Acil durumlar ile, hastanın reşit olmaması veya bilincinin kapalı olduğu ya da karar veremeyeceği durumlarda yasal temsilcisinin izni alınır. Düzenlemesiyle aydınlatmanın ne şekilde yapılacağı açıklanmıştır. Aydınlatılmış onamda ise ispat külfeti hekim ya da hastanededir. Öyle olunca, davalıların ameliyat öncesi muhtemelen hasıl olabilecek sonuç ve komplikasyonlar hakkında hastasını bilgilendirmeleri bir zorunluluktur.” [2]


Aydınlatılmış onam; uygulamada sıklıkla tıbbi müdahalenin gerçekleştirilebilmesi için rutin bir prosedür denilerek geçiştirilmekte ve tüm hastalıkların tedavileri için önceden hazırlanmış matbu bir evrakın hastaya okudum anladım kaydı düşülerek imzalatılması neticesinde tamamlanan bir işlem olarak görülmektedir. Ancak defaatle belirtmek gereklidir ki, son zamanlarda ortaya çıkan çok sayıda malpraktis kaynaklı ceza ve tazminat davaları hekimleri ve hastaneleri zor durumda bırakmaktadır. Ülkemizde ve tüm dünyada gelişmekte olan tıp, gelişmeleri neticesinde yenilikleri getirdiği gibi hataları, yanlışları ve ihmalleri de beraberinde getirmektedir.


Söz konusu hukuki ve cezai sorumlulukların hekimlerin ve hastanelerin üzerinde giderek büyüyen bir sorun haline gelmemesi için hekimlerin ve bağlı olarak çalıştıkları hastanelerin yapmış oldukları işlemleri sağlam hukuki zemine dayandırmaları gerektiği su götürmez bir gerçektir. Bu sebeple hekimler ve hastaneler sonrasında önemli tazminat miktarları ile karşılamamak adına aydınlatılmış onamı hukuka uygun bir biçimde alma mecburiyeti içindedirler. Nitekim az önce de belirttiğimiz üzere, hastaneler tarafından önceden hazırlanılmış olan matbu aydınlatma metinleri olası bir uyuşmazlık ve dava sürecinde hukuka uygun olarak alınmış bir aydınlatılmış onam olarak kabul edilmeyecektir. Aydınlatılmış onam, müdahalede bulanacak olan hekim tarafından sözlü olarak yapılmalı ve hastaya düşünüp karar vermesi için makul bir süre verilmesinin akabinde söz konusu hastalık için özel olarak hazırlanmış evrak hastaya veya kanuni temsilcisine imzalatılmalıdır.


Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2016/7094 E, 2017/3740 K. Sayılı İlamında;


“…Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hastanenin matbu formlar ile aydınlatma sistemi kurduğunun anlaşılması nedeniyle sorumluluğun hastanede olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Ne var ki; aydınlatma yükümlülüğünün asıl olarak hekimin üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Dosya kapsamından aydınlatmanın makul bir süre önce yapılmadığı, hastaya düşünmesi için makul bir süre verilmediği, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmediği anlaşılmakta olup, bu yükümlülüğün yerine getirilmemesinden her iki davalının da sorumlu olduğunun kabulü gerekir.” [3]


Bilindiği üzere, bir tıbbi müdahale sonrasında oluşan sorunun uyuşmazlık teşkil ederek mahkeme nezdine taşınması halinde, mahkemenin öncelikli olarak bilirkişi marifetiyle tespit ettirmesi gereken en önemli husus, söz konusu durumun bir malpraktis mi yoksa komplikasyon mu olduğudur. Zira malpraktis hekimin tıbbi müdahalede hata yapması neticesinde oluşan kusur olduğundan cezai ve hukuki olarak sorumluluğunu gerektirmektedir. Ancak söz konusu uyuşmazlığın komplikasyon kaynaklı olduğu yönünde rapor gelmesi halinde ise, hekimin sorumlu olabilmesi için komplikasyon ile ilgili aydınlatmayı olması gerektiği şekilde ifa etmemiş ve aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması gerekmektedir. Zira komplikasyon, hekimin hatası veya ihmali olmaksızın ortaya çıkabilecek bir hal olduğundan aydınlatılmış onam unsurunun incelenmesi gerekecektir.


Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/2524 E, 2018/2644 K. Sayılı İlamında;


“…Hekim, hastasına hem teşhis hem tedavi hem de ameliyat sonrası gelişen komplikasyonlarda hastanın zarara uğramaması için gerekli önlemleri almak zorunda olup, bu önlemleri aldığı halde sonuç meydana geldiyse bu durumda sorumluluğundan bahsedilemez. Bilirkişi raporunda; davacıya uygulanan iş ve işlemlerin neler olduğu, olması gerekenle yapılanlar kıyaslanarak, özellikle davacıda gelişen durumun komplikasyon mu yoksa hekim hatası mı olduğu hususu da aydınlatılarak, hekim hatası bulunduğu kanısına varıldığı taktirde sorumlu tutulmalı, komplikasyon olduğu kanısına varıldığı taktirde ise, aydınlatılmış onam formunda bu konuda bir detaya yer verilmediği gibi gelişen komplikasyon ise yönetiminin de tıbbi standartlara uygun olup olmadığı tespit edilmelidir.”[4] ifadelerine yer verilerek, söz konusu durumun komplikasyon teşkil etmesi halinde, hekimin sorumluluğundan bahsedebilmek için aydınlatılmış onam unsurunun incelenmesi gerektiği belirtilmiştir.


[1] Tabak, B. “Aydınlatılmış Onam Nedir?” https://www.saglikhukuku.gen.tr/

[2] https://www.corpus.com.tr/

[3] https://www.corpus.com.tr/

[4] https://www.corpus.com.tr/


Son Yazılar

Hepsini Gör

תגובות


bottom of page